Bartın Mutlu Son-Bayan Masör Esra
Bartın Mutlu Son-Bayan Masör Esra
Bartın Mutlu Son-Bayan Masör Esra Söz konusu âdet yıllar içinde yok olmaya yüz tutarken, Onan’ın hikayesi de zaman içinde unutulmuş olmalı. Fakat Hıristiyan teologlar mastürbasyon, tamamlanmamış birleşme yahut başka bir yolla meniyi israf etmenin yasak olduğunu vurgulamak için bu hikayeye başvurduğunda. Söz mevzusu öykü yeniden canlandı. Hatta mastürbasyonu ifade etmek için “Onanizm” tabiri kullanılır oldu. 18. Yüzyılda İsviçreli doktor Samuel-Auguste Tissot, hayli popüler olan mastürbasyon karşıtı hicvine, yengesiyle cinsel ilişkisini tamamlamayı reddetmiş adamdan esin alarak L’Onanisme adını vermişti.
Zinaya karşı bölgesel yasakları sertleştiren Yahudiler, zinayı çok iğrenç suçlar sınıfına sokarak tüm İbranileri öldürülme riskiyle karşı karşıya getirdiler. Diğer Yakındoğu yasaları, boynuzlanmış kocaya karısını ve sevgilisini cezalandırma izni veriyordu; karısının sadakatsizliğinden “yaralanan” bireyin koca olduğunu düşündüğümüzde bu izin mantıklıydı. Bir hanımın kocasına ihaneti tüm topluma ihanet olarak değerlendirilerek tüm topluluğun konuya dahil edilmesini sağlıyordu ve bu da toplumsal cezayı gerektiriyordu. Zina meydana getiren kadınlar ve erkekler, herkesin yararı için açıkca boğularak öldürülüyordu. Evlenmek üzere nişanlanmış bir kızla bir adam cinsel ilişkiye girdiğinde de yasalar olanca sertliğini gösteriyordu.
Bartın Mutlu Son-Bayan Masör Esra
Bartın Mutlu Son-Bayan Masör Esra Çift soyuluyor ve halka açık meydanlarda ölene kadar bedenlerine büyük taşlar düşürülüyordu. İbraniler zina yasasının kapsamını genişlettiler ama adamların cinsel özgürlüğü pahasına değil. Evli erkeklerin bu tür ilişkiler kurmasına izin verilmedi ama istedikleri kadar hanımla evlenebilirlerdi. Kral Süleyman’ın yedi yüz resmi karısı olduğu ve cariyeler tutup fahişeleri ziyaret ettiği söylenir. Yahudi bir insanın bir fahişeyle evlenmesi yasaktı ama bu aşamada bile yasa oldukça zayıftı. Bir hanımın bir defa o işi yapmış olduktan sonra bütün yaşamı süresince fahişe diye damgalandığı öteki antik toplumlardan farklı olarak. Antik Filistin’de bir fahişe en az üç ay kendine çekidüzen verdikten sonrasında Yahudi bir insanla evlenebiliyordu.
Evlilik öncesi cinsel deneyim ardındaki diğer kızlara ulaşınca Yahudi hukuku nispeten hoşgörülüydü. Bekaretin kaybolması, kızı evlilikten sonsuza dek yoksun bırakırdı, ama Tevrat buna bayağı bir çözüm bulmuştu. Cinsel ilişkiye girmiş ama evlenmemiş kadınlar (fahişeler hariç) ve erkekler birbirleriyle evlenmelidirler. Adamın ailesi kıza azami başlık parasını (sanki kız bakireymiş gibi) ödemek zorundadır. Kızın babası da hem başlık parasını aynı zamanda eşiyle olan evliliği kabullenmekten başka seçeneğe sahip değildir.
Son yorumlar