Bartın Mutlu Son
Bartın Mutlu Son
Miranda, Turner’ın bu ısrarlı sözlerinin Leticia’nın aldatmalarından kaynaklandığını biliyordu ve o anın arzularına kendisini o denli kaptırmıştı ki onun Bartın Mutlu Son eski karısıyla kendisini karşılaştırmasına aldırmıyordu. “Hiç kimse, vallahi billahi! Senden başka hiç kimseyi istemedim.” Bartın Mutlu Son “Ve asla istemeyeceksin, ” dedi Turner kati bir üslupla, sanki bir tek söyleyerek bunu gerçekleştirebilecekmiş şeklinde. “Asla! Lütfen, Turner, lütfen … Sana ihtiyacım var. İhtiyacım var…”
“Senin neye ihtiyacın bulunduğunu biliyorum.” Turner hareketlerini hızlandırırken bir taraftan da Miranda’nın göğüslerini öpmeye başladı. Miranda vücudunda basıncın arttığını hissediyordu. Artık daha fazla dayanamayacağını düşündüğü anda Turner’ın erkekliğini ipek bir eldiven benzer biçimde kavrayan bedeni kasıldı. Miranda Turner’ın adını haykırıyor, ulaştığı zirvenin gücüyle omuzları yataktan dışarıya çıkmasın diye onun kollarını kavrıyordu. Turner’ın aldığı haz o denli yoğundu ki, kendini bir anda Miranda’nın bedeninin üzerine bırakıverdi. Tümüyle bitkin bir halde Miranda’nın üzerine yığılıp kaldı. Hiç bu kadar güzel olmamıştı, asla. Miranda ile av kulübesinde seviştikleri vakit bile.
Bartın Mutlu Son
Miranda’nın kendisine, fakat sadece kendisine ilişkin olduğunu bilmesi, sanki her hareketi, her dokunuşu daha da yoğunlaştırmıştı. Bartın Mutlu Son Sahip olma dürtüsü karşısında irkildi, Miranda’nın kendisine sadık kalacağı mevzusunda ona yemin ettirme biçimi şaşırtıcıydı. Miranda’nın tutkularını kendi çocuksu gereksinimları için kullandığı gerçeğinden nefret etmişti. Miranda kızgın mıydı? Bundan dolayı ondan nefret ediyor muydu? Kafasını kaldırdı ve Miranda’nın yüzüne baktı. Gözleri kapalıydı ve gülümsüyordu.
Tamamen doyuma ulaşmış bir hanım şeklinde görünüyordu. Soruları ve davranışları Miranda’yı gücendirmediyse, onunla bu mevzuyu tartışmamaya karar verdi. “İyice pembeleştin, ” diye mırıldanırken Miranda’nın yanağını okşadı. “yine mi?” diye sordu Miranda tembel bir tavırla, gözlerini bile açmadan. “Hatta daha bile fazla.” Turner gülümsedi, Miranda’nın üzerindeki yükünü hafifletmek için ağırlığını kendi dirsekleri üzerine verdi. Kirpiklerine dokundu. “Açsana.” Miranda göz kapaklarını kaldırdı. “günaydın.” “hakikaten de öyle oldu, ” dedi Turner çocuksu bir sırıtmayla. Miranda onun yoğun bakışları altında kıvrandı. “Bu şekilde rahatsız olmuyor musun?” “bu şekilde durmak hoşuma gidiyor.” “ama kolların -” “Daha beni bir süre havada tutacak kadar güçlü. Ayrıca seni seyretmek hoşuma gidiyor.” Miranda utangaç bir edayla bakışlarını öbür tarafa çevirdi.
Son yorumlar