Bartın Mutlu Son Masaj Hizmeti Ebru

Bartın Mutlu Son Masaj Hizmeti

Cimanın çoğu zararlı olduğu benzer biçimde, azcaı da zararlıdır dedik. Bartın Mutlu Son Masaj Hizmeti Herşeyin orta kararı hoştur. Sıcak günde, sıcak hamamda ve sert soğukta meydana getirilen cima, özellikle yaşlılara büyük zarar verir.

 

İlkbaharda cima çok hoştur ve her bünyeye

 

uygundur Çünki, ilkbahar ılımlı bir mevsimdir, ılımlı havada çeşmelerde ve pınarlarda su çok olur, alemde hoşluk ve huzur artar. Büyük evren böyle olup sular çoğalınca, küçük alem olan bedenimizde kan fazlalaşır ve şehvet de çoğalır.

 

Bartın Mutlu Son Masaj Hizmeti

Şehvet arttığında cima safalı olur, zarar vermez. Görmez misin ki damarda kan fazlalaştığında kan aldırmak iyi mi yararlıdır? Damarlar boş olduğunda kan aldırmak nasıl zararı olanysa, belde meni olmadığında yapılan cima neye yarar?

 

Ve eğer kan aldırmak istersen, çok sıcakta ve çok soğukta aldırma. Kan artarsa, sakinleştirmeye çalış. Uygun şaraplar ve yemekler ye. Miden tok olduğunda daha fazla yeme, usanınca da cima etme.

 

Yaz olunca avratlara meylet, kışın oğlanlara ki, vücutça sağlam olasın. Zira oğlan teni sıcaktır, yazın iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. Avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk vücudu kurutur…”.

 

Bir başka Nasreddin Hoca…

 

Türk gülmece sanatının en eski örneklerinden sayılan Nasreddin Hoca öykülerinin yüzyıllar öncesinden kalan ilk versiyonlarında, ana tema cinselliktir.

 

Nasreddin Hoca üzerine çalışan araştırmacılar, ilk dehemmiyet öykülerindeki cinselliği halk düşünce ve felsefesinin gerçekçi ve sınırlama konmamış bir ürünü olarak niteliyorlar.

 

Bu şekilde öykülerin kaydedildiği ve 16. Yüzyıldan kaldığı sanılan elyazmalarından biri, Hollanda’nın Groningen Üniversitesi Kitaplığı’nda (Cod. Gron. A g 8) saklanıyor.

Yazmada bulunan 75 öyküden bir kısmı, cinsellikle ilgili.

 

Metin ilk defa, K.R.F. Burill tarafınca bilimsel bir dergide, orijinal dili ve bugünün Türkçesi’ne uyarlamasıyla birlikte yayınlanmıştı (Archivum Ottomanicum, Tomus II, Anno 1970).

 

Günümüzde de rahatça anlaşılabilecek bir üslupla

 

yazılmış olan bu fıkraların bazılarını, çok ufak değişiklikler yaparak veriyoruz:

 

*

 

“…Nasreddin Hoca, bir gün Sivrihisar’da vaaz ederken demiş: “Müslümanlar, bu Sivrihisar’la Karahisar’ın havası birmiş”. Dinleyenler, “neden?” demişler. Hoca, cevap vermiş: “Orada da s…..E t…..M beraberdi, gördüm ki burada da birlikte”.